16 Mayıs 2011 Pazartesi

Hazret-i Ebu Süfyan ve Hazret-i Hind


Hazret-i Ebu Süfyan (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederi ve eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Peygamber efendimizin mübarek zevcesi olan Habibe validemizin ve vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye’nin babasıdır.

Hazret-i Ebu Süfyan, müslüman olmadan önce Mekke’nin ordu kumandanı idi. Mekke’nin fethinde müslüman oldu. İslam ordusu şehre girerken, bir tepeden onları seyrediyordu. Kendi kendine (Şimdi büyük bir ordum olsa, acaba bunları yenebilir miydim?) diye düşündü. Tam o sırada Peygamber efendimiz yanına gelip, yavaşça (Ne kadar büyük ordun olsa, yine seni yenerdim) buyurdu. Bu mucize karşısında Hazret-i Ebu Süfyanın imanı daha da kuvvetlendi. Daha sonra Peygamber efendimiz Eshabına buyurdu ki:
(Ebu Süfyan’ın evine giren öldürülmekten kurtulur.) [Müslim]

Hazret-i Ebu Süfyan Mekke’ye gidip Kureyşi İslam’a davet etti. İslam ordusunun şehre girmek üzere olduğunu haber verdi. (Müslüman olanlar ve benim evime ve Mescid-i harama sığınanlar hariç, herkes kılıçtan geçirilecektir) dedi. Hazret-i Ebu Süfyan bu şereften başka, daha birçok ihsanlara kavuştu. O gün fazla kan dökülmeden Mekke fethedildi. Bunda Resulullahın kayınpederinin pek büyük hizmeti oldu.

Taif gazasında çok büyük kahramanlık gösterdi. Harpte bir gözü kör oldu. Resulullah, (Ya Eba Süfyan! Hangisini istersin? Eğer dilersen, dua edeyim, gözün yerine gelsin. Eğer dilersen Allahü teâlâ, Cennette sana bir göz versin) buyurdu. Hazret-i Ebu Süfyan, Ya Resulallah! Cennette göz verilmesini isterim dedi ve avucunda duran gözünü yere attı.

Ebu Süfyan hazretleri Yermük gazasında da, çok kahramanlık etti. İkinci gözü de çıktı. Orada şehid oldu. (Medaric-ün-nübüvve, Mevahib-i ledünniye)

Hazret-i Hind
Hazret-i Hind (radıyallahü teâlâ anha), Peygamber efendimizin kayınvalidesidir. Resulullahın mübarek hanımlarından, müminlerin annesi Habibe validemizin ve onun kardeşi vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye’nin annesidir. Resulullahın kayınpederi Hazret-i Ebu Süfyan’ın da hanımıdır.

Önce Mekke müşrikleri arasında yer alan Hind binti Utbe, Bedir savaşında Hazret-i Hamza tarafından öldürülen babasının intikamını almak üzere Uhud Savaşına katılıp müşrik askerlerine cesaret vermeye çalıştı. Hazret-i Hamza’nın şehid edilmesine sebep oldu.

Mekke'nin fethinde Müslüman oldu. Kadınlar adına Resulullah ile sözleşme yaptı. Hayır dua aldı. Yermük gazasında bulunup, İslam ordusunu harbe teşvik etti. Akıllı, tedbirli ve görüşü sağlam bir kadın idi. Nitekim, imana gelip evindeki putları kırdıktan sonra, Resulullaha iki kuzu hediye göndermişti. Resulullahın da dua etmesi üzerine, Allahü teâlâ onun koyunlarına, o kadar bereket verdi ki, sayısı bilinmez oldu. Hazret-i Hind her zaman; "Bunlar, Resulullahın bereketidir" derdi.

Hazret-i Hind, Peygamber efendimizin kayınvalidesi olmakla, mübarek kızı Habibe validemiz de müminlerin annesi olmakla şereflendi. Bir âyet-i kerime meali:
(Resulullahın zevceleri müminlerin anneleridir.) [Ahzab 6]

Resulullah ile akraba olmak şerefi çok büyüktür. İmanlı olan her akrabası muhakkak Cennetliktir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ bana söz verdi ki, kızlarını aldığım ve kızlarımı verdiğim aileler, Cennette benimle beraber olacaktır.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, beni insanların en asilzadesi olan Kureyş kabilesinden seçti ve bana onların arasından en iyilerini eshab [arkadaş] olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezir olarak ve din-i İslamı, insanlara bildirmekte, yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshar, [zevce, kayınpeder, kayınvalide, kayınbirader ve baldız gibi kadın tarafından akraba] olarak ayırdı. Bunlara sövenlere, iftira edenlere, Allahü teâlânın ve bütün meleklerin ve insanların laneti olsun! Allahü teâlâ, kıyamet günü, bunların farzlarını ve sünnetlerini kabul etmez.) [Hakim]

(Eshabımı, zevcelerimi ve Ehl-i beytimi seven ve onlara dil uzatmayan, Cennette benimle beraber olur.) [Ramuz]

(Allahü teâlâ, bana eshab ve akraba olarak en iyileri seçti. Birçok kimse, eshabıma ve akrabama dil uzatır, kötülemeye çalışırlar. Böyle kimselerle oturmayın! Birlikte yiyip içmeyin, bunlardan kız alıp vermeyin.) [Dare Kutni]

(Benimle evlenen veya kız alıp verdiklerim, Cehenneme girmez.) [Deylemi, İ. Neccar]

(Esharımın [zevce tarafından olan hısımlarımın] Cennetlik olmasını istedim. Rabbim de bu isteğimi kesin olarak kabul etti.) [Hakim]

Sırf bu hadis-i şerifler bile Hazret-i Ebu Süfyan’ın ve Hazret-i Hind’in Cennetlik olduğunu göstermektedir.

Hiçbir müslümanı tevbe ettiği günahtan ayıplamak uygun olmadığı gibi, kâfirken tevbe edip iman edenlerin de önceki hallerinden dolayı onları ayıplamak, bu yüzden onlara leke sürmek, önceki hallerini bahis konusu etmek caiz değildir.

Furkan suresinin, (Allah, kâfirken tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin seyyiatını hasenata [günahlarını sevaplara] çevirir. Allah çok affedici ve çok merhamet sahibidir) mealindeki 70. âyeti, Hazret-i Muaviye’nin ve mübarek babası Hazret-i Ebu Süfyan’ın ve iffetini, asaletini, Mekke’nin fetih gününde Resulullahın huzurunda ispat eden Resulullahın kayınvalidesi Hazret-i Hind’in tertemiz olduklarını ortaya koyan sarsılmaz bir vesikadır.

Hazret-i Hind iman ettikten sonra hemen evine gelip ne kadar heykel var ise, (Bu kadar zaman size aldanmışız) diyerek hepsini parçaladı. Hind’in af ve imana kavuşması, başka kaçanlara cesaret verdi. Gelip af dilediler. Kabul buyuruldu. Hind böylece, çok kimsenin ölümden kurtulmasına ve imana gelmesine sebep olmakla bahtiyar oldu. Ebu Süfyan ile oğulları kuvvetli müslüman oldular. Resul-i ekrem, onları katiplikte kullandı. (Kısas-ı Enbiya)

Hind binti Utbe, Kureyşin asilzadelerinden idi. İslam’da sebat ve hüsn-i hareket etti. Akıllı, ileriyi gören, idareci bir hanımdı. Yermük gazasında zevci Ebu Süfyan ile birlikte bulunup, müslümanları Rumlara karşı cihada teşvik ederdi.) (Kamusul-alam).

Resulullaha iman eden herkesin kalbine Resulullahın sevgisi yerleşir. Ebu Süfyan’ın zevcesi Hind, (Ya Resulallah! Mübarek yüzünüzü hiç sevmezdim. Şimdi ise, O güzel yüzün, bana her şeyden daha çok sevgilidir) demiştir. (Hadika)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder